Baki Duyarlar (1967), “caz” teriminin kendi müziği için çok kısıtlayıcı olduğunu düşünen doğaçlama yapan bir piyanist ve bestecidir. Eserleri, melodik ve lirik bir güç ve daha yumuşak parçalarda kadifemsi veya patetik olarak adlandırılan karakteristik, kendine özgü bir sesle karakterize edilir. Mottosu şudur: "İnsan ruhu için müzik yapıyorum ama henüz hepsine ulaşamadım." Ancak, halkın beğenisine asla boyun eğmez ve her zaman kendisi olarak kalır.
Duyarlar, çocuk yaşta başladığı müzik eğitimine ilk önce İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda başlar; önce viyolonsel, sonra kompozisyon, daha sonra da caz piyano eğitimini Hollanda’da alır.
1990'ların ortalarında, Duyarlar, bebop'u, rock ve tipik fusion doğaçlamasını, Türk müziği aroması içinde birleştiren genç müzisyen neslinden biri olarak kabul edilir, kısa sürede kendine özgü, benzersiz bir ses ve stil geliştirir. Başlangıçtan beri kendi dörtlüsünü yöneten Duyarlar, ilk albümünü (Overseas) yıllar sonra yayınlayacaktır.
2011 yılında tüm gruplarının yerini, elektrik basçı Kai Eckhardt (ABD) Davulcu Sean Rickman (ABD) ve Saksafonist Stanislav Mitrovic’den (Sırbistan) oluşan caz dörtlüsü aldı ve “Overseas” albümü yayınlandı.
2012'den beri piyanist, Türk klasik müziği ve caz öğelerinin yankılandığı, Kemençede Derya Türkan (TR), Kontrabasda Erdal Akyol (TR), Davulda Cem Aksel (TR) ve konuk sanatçılar olarak Trompette Şenova Ülker (TR), Vokalde Dilek Türkan’ın (TR) yer aldığı akustik grubu Kemenjazz ile oldukça aktif.
Bu grup, genellikle Duyarlar'ın kişisel "değerli bir müzisyen olan babasına" bir selam durma versiyonu olarak anılır. Zaman zaman da gruba konuk olan Neyzen Harris Lambrakis (Yunanistan) müziğe farklı bir renk katmıştır.
Ayrıca, elektrik basçı Eric Calmes (Aruba) Davulcu Enrique Firpi (Uruguay) ve yine Saksofonist Stanislav Mitrovic ile birlikte farklı kültürleri ve renkleri temsil ettiklerinden dolayı adını “Colors” olarak koyduğu grubu gibi, başka projeler de geliştirmeye devam ediyor.
Ardından yayınladığı “Time for spring” proje albümünde Duyarlar’a, Elektrik basta Janek Gwizdala (ABD), Davulda Louie Palmer (ABD) ve Saksafonda Justin Vasques (ABD) eşlik ediyor.
Baki Duyarlar, yıllar içinde yurtiçi ve yurtdışında benzer düşünen müzisyenlerle çeşitli tek seferlik ortaklıklar kurdu. Saksofonist Dick De Graaf (NL), Perküsyonist Ruben Van Rompaey (NL), Kontrabasçı Erdal Akyol (TR), Gitarist Erkan Oğur (TR) ve Davulcu Joost Kroon (NL) ile birlikte çıkardığı” İstanbul Connection” albümü, sonrasında da canlı konserler için gruba katılan Trompetçi Eric Vloeimans (NL) ile proje, uluslararası başarı kazandırdı.
Duyarlar, farklı müzik dünyalarından sanatçılarla iş birliği yaptı. En uzun soluklu birlikteliği alternatif pop müzik alanında Bülent Ortaçgil (TR) oldu. Ortaçgil’in üç albümünde (Gece yalanları, Sen ve Elli buçuk) aranjör ve piyanist olarak yer aldığı gibi 1999’dan bu yana tüm konserlerinde sahne arkadaşlığı yapmakta.
2020’de yayınladığı yine farklı bir janrada geliştirdiği JazzArk isimli projesinde ünlü flamenko gitaristi Paco de Lucia’nın grubundan tanıdığı dünyanın en önemli ağız mızıkacılarından olan Antonio Serrano (İspanya) ile Kontrabasçı Kristian Lind (İsveç) ve Perküsyonist Mehmet Akatay’ı (TR) bir araya getirerek çalınan besteler ve doğaçlama sololar bağlamında modal bağlantılar yerine, makamsal yaklaşımlar ile teorize edilebilecek yeni bir deneme ile karşımıza çıktı.
Yıllardır müzik eğitimciliği kimliğini de önemseyen Duyarlar, uzun bir süredir başta Bahçeşehir Üniversitesi Caz Akademisi olmak üzere sonrasında aynı kurumun konservatuar oluşumunda da eğitmenliğini sürdürdüğü gibi, geçmiş yıllarda şefliğini sürdürdüğü İstanbul Gençlik Caz Orkestrası ile (ki 4 yıl sürmüştür) ünlü trompetçi Nicholas Payton’ı (ABD) konuk etmiştir.
Halen farklı doğaçlama grupları ile interaktif olarak sahne paylaşan Duyarlar, klasik batı müziği formlarında üreticiliğine devam edip, dünyanın farklı kentlerinde kendi müziğini yorumlamaktadır. Örnek olarak Umbria Caz festivali (İtalya), North Sea Caz festivali (Hollanda), İstanbul Caz festivali (TR), Akbank Caz festivali (TR), Almaty Caz festivali (Kazakistan), Duşenbe Etnik Müzik festivali (Tacikistan), Ahmet Ertegün Sessions (ABD) Los Angeles, New York, Londra, Paris, Amsterdam, Lizbon, Viyana, Kosova, Hırvatistan gibi ülke ve şehirlerde, birbirinden farklı oluşumlarda kendi müziğini dinletme fırsatı bulmuştur.